Sürdürülebilir küçülme, insan ve çevre
Sürdürülebilir küçülme, politik vizyonunun merkezine insana, çevreye ve yaşamın savunmasızlığına özen göstermeyi, toplumu bu doğrultuda dönüştürmeyi koyuyor ve buna yönelik söylem ve uygulamalar geliştiriyor.
Sürdürülebilir küçülme, tüm dünyada küresel refah
yaratmayı amaçlayan, akademik araştırmalarla desteklenen, aktivist ve politik
bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, doğayla onu sömürmek üzerine kurulu toplumsal
ilişkiler, ataerkillik, sömürgecilik, ırkçılık ve sınıf ilişkileri gibi birbirine
bağlı tahakküm sistemlerini dert ediniyor. Bu tür güç ilişkilerinin ötesine
geçmeyi, alternatif bir gelecek tasarlamayı, ekolojik ve sosyal açıdan daha adil
bir sistem inşa etmeyi amaçlıyor. Ataerkillik, sömürgecilik ve kapitalizm
karşıtı olan küçülme, farklı cinsiyet ilişkileri ve rollerine, farklı kültürel
etkileşimlere, insan ve insan olmayan türler arasında ortak evrimsel değerlere sahip
bir toplum hayal ediyor. Bu çerçevede odağı ekonomik büyümeden yaşam kalitesini
artırmaya çeviriyor.
COVID-19
küresel salgını, dünyayı, iş yöntemlerini yeniden düşünmeye zorluyor.
Kriz sonrası sürdürülebilirlik için yeni iş modelleri düşünmek gerekiyor. Kriz sonrasında ekolojik ve sosyal olarak daha sürdürülebilir bir ekonomi ancak kendisi için olduğu kadar toplum ve çevre için de değer yaratan organizasyon ve ağlarla inşa edilebilir. Sürdürülebilir iş modeli inovasyonu, bir şirketin, müşterileri ve diğer tüm paydaşları için değer yaratma, elde etme ve sunma şeklini değiştirerek kurumsal sınırlarının ötesinde doğal, sosyal ve ekonomik değer yaratma, sürdürme veya yeniden oluşturma becerisini geliştirir. Küçülme yaklaşımı da, sürdürülebilir iş modeli inovasyonuna ilham olabilir.
Ekonomik büyümenin ve onu destekleyen tüketimin uzun vadede sürdürülemeyeceği ortada... Kontrollü ve planlı ekonomik küçülme yaklaşımı, ne pahasına olursa olsun büyümeyi sürdüren, insan sömürüsüne ve çevresel yıkıma neden olan küresel kapitalist sistemi eleştirirken, aşırı üreten ve aşırı tüketen değil sosyal ve ekolojik refaha öncelik veren bir toplumu savunuyor. Bu da radikal bir yeniden dağıtımı, küresel ekonominin maddi boyutunun küçültülmesini ve ortak değerlerde özen, dayanışma ve özerkliğe doğru bir kaymayı gerektiriyor.
Sürdürülebilir kalkınma ekonomik gelişme, sosyal eşitlik ve gezegenin ekosistemlerini koruma vaadini yerine getirmede başarısız oldu.
Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının ortaya çıktığı günden
bugüne baktığımızda iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirlilik
gibi genel koşulların daha da kötüleştiğini görüyoruz. Kapitalist sistemi
karşısına alamayan ekoloji hareketleri, sistemin sürdürülebilir kalkınma
yaklaşımı çerçevesinde hareket eden aktörlerine yeni bir toplumsal zemin oluşturmanın
ötesine geçemiyor.
Ayrıca sürdürülebilir kalkınma daha iyi yaşam
koşulları, iyileştirilmiş sağlık hizmetleri, daha iyi eğitim ve siyasi
süreçlere özgür ve demokratik katılım gibi fikirleri içerse de, veriler gelirlerin
küresel olarak arttığını buna rağmen hem ülkeler arası hem de kişiler arası
eşitsizliklerin daha da büyüdüğünü gösteriyor.
Sürdürülebilir küçülme ise daha adil bir
sosyoekonomik ortam ve yaşam kalitesini gezegene saygılı kalarak iyileştiren
makul bir ekonomik verimlilik düzeyi anlamına geliyor. Küçülme üzerine yapılan
araştırmalar, genellikle göz ardı edilen şeylere dikkat çekiyor: Ekonomilerimiz
aslında yerel paylaşımı, eskiyen ya da bozulan şeyleri onarmayı, kendi kendine
üretmeyi ve bunlar gibi metalaştırılmamış pek çok başka aktiviteyi içeriyor.
Ekonomik faaliyetlerin sadece karşılıklı parasal faaliyetlerden ibaret olmadığını
kavramış böyle bir yaklaşım, acil sürdürülebilirlik sorunlarına yeni çözümler
tasarlayıp bunları yaratıcı şekilde uygulamaya geçirmeyi içerebilir. COVID-19
sonrası dönemde sürdürülebilir iş modeli inovasyonuna ilham olabilir.
Kaynaklar:“Degrowth and the sustainable
development goals”, Pasi Heikkurinen ve Ben Robra; “Sustainability, capitalism and evolution”,
Valentí Rull; Re-taking Sustainable
Development for Degrowth, André Reichel; “Caring for change: Our degrowth is intersectional”, Corinna
Dengler and Giacomo D'Alisa, Degrowth; “Degrowth’
inspires business model innovation for a sustainable post-COVID economy”, Florian
Lüdeke-Freund, Tobias Froese, LSE.
Yorumlar
Yorum Gönder